4/10/2013

Pasif Daire

Hayat beni nerelere götürecek? Şu ana kadar gelmiş olduğum yer, keskin bir tatminsizlik uyandırmakta bende. Ne yapacağım, ne yapmalıyım diye düşünmek beynimin günlük aktivitesi, sonuca ulaşamamak ise ruhumun çektiği en büyük acı.
Kendini yetersiz hissetmek kadar büyük bir acı var mı bu dünyada? "Hiç birşey yapmıyorsun" kendini tekrarlayan bu düşünce, beyninin bütün kıvrımlarında yankılanırken, kendimi unutmak ve kendimi hatırlamayacağım başka yerlerde yeniden varolmak istiyorum.
Boğaz'ın sularına bırakıp kendimi, ılık rüzgarların estiği, tek derdimin  sadece ve sadece yaşamak olacağı başka diyarlarda bulmak istiyorum bedenimi.
Belki fotograf çekerim oralarda ya da yağlıboyalarımı yanıma alıp dünyanın en güzel resmini yaptığımı düşünürüm.
Kumdan kaleler yapmam; ama pembe bir bisikletim olur sepetini fulyalarla sümbüllere doldurduğum. Kendim için savaşmam; ama başka insanlar  hayatta kalsın, devam etsin, varolsun diye yaşarım ya da hiçbir amaç edinmem kendime, sadece ve sadece boşluğa bakarım; belki de huzurlu olurum sonunda.
Ne için yaşıyorum? Tanrım! Ne büyük bir gizem, Tanrı'nın varlığından bu kadar eminken kendi varlığımın sebebini sorguluyorum, acı çekiyorum, bu yaşıma kadar yıllar ne kadar da yavaş geçti; ama şimdi... Bu hız, tutamıyorum, yakalayamıyorum. Herşey gözlerimin önünde yaşanıp biterken, ben öleceğim günü bekliyor gibiyim, daha da kötüsü, bu kadar kederin, acının, mutluluğun içinde sadece ölümü hissedecekmişim gibi...

No comments:

Post a Comment